Uzat Elini Sevgiyi Birlikte Çoğaltalım Akrostiş Şiiri
Uzat Elini Sevgiyi Birlikte Çoğaltalım Akrostiş Şiir Çalışması
UZAT ELİNİ SEVGİYİ BİRLİKTE ÇOĞALTALIM
Uçsuz bucaksız sahra çölü yüreğin, yangın ertesi isler var her yerinde
Zangoçlar, sarkacı sen olan çanlar çalıyor beyninde
Acılarını büyütebilir mi insan, avuçlarında okşayarak…
Tüketebilir mi zamanı aslında, yarınları dünlere uğurlayarak
Elemlerin hepsini neden yükleyemez ardından el sallayarak baktığı gemilere
Lanet edemeyişi, ihanet edemeyişi nedendir yazgısına …?
İncecik bir çizgi değil midir aslında hayat denilen pamuk ipliği…?
Nedenleri toplayıp, niçinlerle çarparken elde kalan ne…?
İsyan bayraklarının yürekte açması mıdır korkaklığın adı…?
Susuzluk muydu avuçlarımızda biriktirdiğimiz gözyaşını içerken, içimizi yakan
Ellerimizi uzatırken ürker miydik başkalarının sevinçlerini yakalamaktan
Ve kabuklarımız var mıydı… kırılmasından korktuğumuz…?
Göğe kaldırırken başımızı yüzümüze inen kırbaç, minik bir yağmur tanesi değil miydi aslında?
İnciniyor muyduk yoksa o minik damlaların kurşun ağırlığından?
Yaşam denen gül bahçesinde hep dikenlerden miydi bunca yaralanmalar?
İtiraflarımız değil miydi aynalardaki yüzlerin gözlerine gömdüklerimiz?
Belkide anı diye biriktirdiklerimiz korkularımızdı, tavan aralarında…
İzbe çukurlarda boğduk sesimizi, karanlığın koynundayken başımız…
Resmedilmesinden korktuk belki de içimizdeki küçük çocuk çığlıklarının
Lakinler… fakatlar…çoğalttı yıllarca içimizdeki yüce savunma…
İdamdan kurtuldun ama, ayağında korkaklıktan pranga
Kaçamadın,firari olamadın ey yitik limanların kırılgan yüreği
Telaşını göremedin kış gelmeden açmaya çalışan minik kır çiçeğinin
Ebem kuşağını gördüğünde kamaşmasın diye mi kapattın gözlerini yoksa…?
Çocukluğunda, imrenerek baktın mı pembe pamuklu şekerlere?
Oysa istediğin kadar alabilecekken şimdi, gözlerindeki bu buğunun sebebi ne sence?
Gri bir anı bulutu ardında, kırmızı balonlar için ağlayan bir çocuk muydu gizlediğin,
Anne eli sıcaklığını mı merak ettin yoksa… yağmurlu havalarda siyah önlüğünle okuldan dönerken…
Lambası yanan, sobası ısıtan bir evde, sıcak bir çorban olmadı mı hiç…
Tek tük gelip de camını tıkırdatan evsiz serçeleri ekmek kırıntıları ile beslemedi mi çocuk yüreğin?
At artık… çıkar artık acılardan yaptığın kolyeni boynundan
Lodosları dinsin yüreğinin, dinsin kuytu denizlerindeki şahlanan dalgaların…
Ilıman iklimlerde erisin mevsimsiz yağan karların,
Maskeni çöz at… UZAT ELİNİ, SEVGİYİ BİRLİKTE ÇOĞALTALIM…
Serap Davarcı